15 Aralık 2007 Cumartesi

SOHBET TOPLANTISI:
"METAFORDAN SİMÜLASYONA"

Tarih:18 Aralık 2007, Salı
Saat: 19.00
Mekan: Orhan Veli
Adres: Süslü Saksı Sokak, No:12, Kat:1, Beyoğlu


16 Kasım 2007 Cuma

"FARKINDALIK YAKLAŞIMIYLA KRİSHNAMURTİ ALINTILARI"

Konuşmacı: Ömer Berkman
Tarih:22 Kasım 2007, Perşembe
Saat: 18:30
Mekan: Çatıaltı (Balkon)
Adres: Asmalı Mescit Mah. Şehbender Sok.Çiçek Han No:5 Kat:6 Beyoğlu-Tünel



Geçen buluşmamızda Armağan Birgil ile başladığımız Krishnamurti üzerine sohbete Ömer Berkman ile devam ediyoruz.. Krishnamurti'nin felsefesinde gözlem, dikkat ve farkındalığımıza dokunduğu,bizleri uyandırdığı önemli noktalar.. Söyleşilerinden alıntılarla birKrishnamurti paylaşımı..

23 Ekim 2007 Salı

ARMAĞAN BİRGİL İLE J. KRİSHNAMURTİ ÜZERİNE SOHBET

Tarih:1 Kasım 2007, Perşembe

Saat: 18:30

Mekan: Çatıaltı (Balkon)

Adres: Asmalı Mescit Mah. Şehbender Sok.Çiçek Han No:5 Kat:6 Beyoğlu-Tünel


J. Krishnamurti. 1985 yılında Hindistan’ın güneyinde doğmuş. Onbeş yaşında eğitim için Annie Besant tarafından kardeşi Nitya ile birlikte Londra’ya gönderilmiş. ‘Theosophi Derneği’ tarafından ‘Dünya Öğretmeni’ olarak tanıtılmaya çalışıldıysa da, 1929 yılında adına kurulan geniş organizasyonu, kendisini körü körüne izleyen kalabalıklar istemediğini öne sürerek dağıtmış. O güne kadar yapılan para, arazi gibi tüm bağışları geri iade etmiş. Geri kalan altmış yıllık yaşamını dünyanın her köşesinde halka açık sayısız konuşma ve özel sohbetlerle sürdürmüş. Öğretisinin özü, insanın kendi bilinci değişmeden, toplumda veya dünyada beklenen barışın, köklü değişimin olası olamayacağı şeklinde. Krishnamurti söz konusu değişimin her insanda yavaşca artan bir yapıda değil, sadece anlık görüyle olabileceğini ve mutlak, açık seçik bu içsel görünün devrimsel niteliğini savunan biri. Krishnamurti 1986 yılında, 91 yaşındayken yaşamını yitirdi.

8 Ekim 2007 Pazartesi

D U Y U R U
"Sabit Telefondan Cep Telefonuna"
Konuşmacı: Yaşar Çabuklu
Tarih:17 Ekim 2007, Çarşamba
Saat: 18:30
Mekan: Çatıaltı
Adres: Asmalı Mescit Mah. Şehbender Sok.Çiçek Han No:5 Kat:6 Beyoğlu-Tünel

Batıda 1990’lardan sonraki geç post modern toplumda hızla gelişen mobil iletişim araçları, cep telefonu, modern toplumun yere bağlı olarak şekillenmiş kimliklerini sarstı. 1970’lere kadar süren modernlikte sabit telefonda konuşan kişinin kimliği o sırada içinde bulunduğu evle ya da işle özdeşleşmişti. Geç post modern toplumda esnek çalışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte ev ile iş arasındaki, çalışma zamanı ile serbest zaman arasındaki kesin sınırlar aşınmaya başladı. Kuruma (iş, aile) ait olan sabit telefondan değil kişiselleştirilmiş cep telefonundan konuşan kişinin içinde bulunduğu yerle ilişkisi zayıfladı, birey kendisini yersiz, kablosuz bir iletişimsel ağın bir parçası olarak hisseder oldu.
Cep telefonunun sanal uzamı, içinde konuşma yapılan gerçek yerden daha önemli hale geldi. İçinde bulunulan yerin gerçekliğiyle, bağlamıyla uyuşmayabilen her an gelebilen aramalar yerin sınırlarını ihlal etmeye başladı. Aranan kişi fiziksel olarak, içinde bulunduğu yerde olmasına karşın zihinsel ve kişiliksel olarak telefonun uzamına aitti. Kişi bir yerde bir rolü ifa ederken başka birinden başka bir bağlamdan gelen bir cep araması sonucu başka bir rol oynamak zorunda kalabiliyordu. Roller arasındaki sınırlar çok daha akışkan hale gelmişti. İnsanlar herkesin önünde cep telefonuyla konuşurken sahte yüzler takınmak durumunda kalıyordu ve bu durum bireyleri bölünmez bir bütün olarak gören ve onların kalıcı, tutarlı bir kimliğe sahip olması gerektiğini varsayan genel kanıyı hiçe saydığı için rahatsızlık verici olabiliyordu. Öte yandan geç post modern toplumun esnek bireyi roller, kimlikler arasındaki geçişlerde, rol çatışmalarını yönetmekte ustalaşmaya başlamıştı. Mekanları birbirinden ayıran sınırların bulanıklaşması da kimlikleri sabitlikten kurtaran etkenlerden biriydi. Ev, iş ve sosyal yaşam alanları arasında oluşan yeni geçiş mekanları, ara mekanlar daha formel, yerleşmiş alanların örtüşmesinden oluşmaktaydı ve birey bu ara mekanlarda, cep telefonu vasıtasıyla, çeşitli sosyal alanlara ait rollerden birini alıp diğerini bırakıyor, çok sayıda sosyal kimliği idare ediyordu.

1 Ekim 2007 Pazartesi

D U Y U R U

"Sosyal Kuruluşlar Olarak Göçebe Zanatçılar:
Bir Ayrıştırma Kodu Olarak Çingenelik"


Konuşmacı: Egemen YILGÜR

Tarih: 03 Ekim 2007, Çarşamba

Saat: 18:30

Mekan: Çatıaltı

Adres: Asmalı Mescit Mah. Şehbender Sok.Çiçek Han No:5 Kat:6 Beyoğlu-Tünel


Son yılların popüler sanat ve sosyal bilim konularından biri Çingeneler. Hemen herkes bir şeyler yazıp çiziyor bu alana dair. Sadece genel algı biçimleriyle Çingeneleri okuyanlar özgürlük-renklilik-doğal anarşi bağlamında değerlendiriyor bu alanı. Diğer taraftan uluslararası literatüre hakim olan ilgililer; Hindistan merkezli Avrupai bir etnik grubun salınımlarını görüyor Çingenelerde..





"Bizim yaklaşımımız büyük ölçüde yaygın genel kabullerle çatışıyor. İlk olarak işin terminolojisinden başlamak gerekli. Kıpti-Çingene, Gipsy-Athinganoi. Bu kelime çiftleri birbirlerini tamamlıyorlar. Avrupa-Küçük Asya coğrafyasında alanımızı tanımlamak için kullanılan kavramsal araçlar... Kıpti ve Gipsy aynı Mısırlı kökene atıf yaparak tanımlarken, Athinganoi-Çingene- Zigeuner ya da Tsigani Çingenelere dair Mısırlı algısının oluşmasından önce kullanılan gizem ve tılsım taşıyan çağrışımlar barındırıyor bünyesinde. Athinganoi Bizansın geç dönemlerde ön plana çıkan dini bir grup. Heterodoks Hristiyanlar. Yaygın bir biçimde büyü ve fal sanatlarıyla uğraşıyorlar. 9-10. yy'lara geldiğimizde daha önce bu grubu tanımlayan Athinganoi sözcüğünün Çingeneler için kullanıldığını görüyoruz. Nitekim kelime olarak Çingene, zigeuner ve tsigani Athinganoi'den geliyor.



Gipsy-Kıpti Çingenelere dair Mısır'lı algısının oluşmasından sonra kullanılmaya başlıyor. Bu algının nasıl oluştuğuna ilişkin teoriler olmakla beraber netlik yok.

Her iki adlandırma biçimi de Çingene olarak adlandırılan insanlar tarafından değil, Çingene olmayanlar tarafından yaratılmış. Dikkat edilirse her iki kategoride de çağrışımlarla tanımlama yapılıyor. Büyü ile ilgilendikleri için Athinganoi mezhebine, Mısır'ı çağrıştırdığı için Koptiklere benzetiliyor. Adlandırmanın bu biçimde gelişmesi dahi bir şey gösteriyor bize. Çingene olmayanlar Çingeneleri bir şekilde kendi dünyalarına içinde var olan kavram ve olgularla tamamlama eğiliminde. Bu topluma bir köken bularak anlama ihtiyacı var.

Bugün de bu durum değişmedi. 19. yy'dan itibaren filologlar Çingene olarak adlandırılan kabul edilen gruplardan bazıları ile çalıştılar. Bu insanlar üzerinde çalışabilecekleri egzotik bir dil arıyorlardı. Gipsy ya da Çingene diye tanımlanan gruplardan buna yakın özellik gösteren Romanları seçtiler. Konuştukları gizli dil Avrupaya en uzak olanıydı. Oturup incelediler bu dili. Sankrit kökenli olduğu kanısına vardılar. Muhteşem bir genelleme ile bütün Çingeneler Hindistanlı ilan edildi.

Ne varki kısa zamanda bazı problemler çıktı karşılarına. Roman dilini konuşan Çingeneler, Çingene diye adlandırılan insanların çok küçük bir bölümünü teşkil ediyordu. Başka diller de vardı, bu diller farklı kökenlerden geliyordu. Bu durumda Çİngeneleri hint kökenli bir diyaspora halkı ilan etmek tutarlı olmayacaktı. Hemen bir buluş ortaya atıldı. Gerçek Çİngeneler Romanlardı. Çingene olarak adlandırılan diğer gruplar Çingenemsi, sahte Çingenelerdir.

Bu entellektüel faaliyetin amacı Çingene olmayanların dünyası için yabancı ve anlaşılamaz olan Çingenelerin "modern" kavramlarla Rasyonelize etmektir. Kökeni olmayan, her yerde varolan, "tarihdışı" ve ırklarüstü bir toplumu tahayyül etmek modern akıl için kabul edilemezdir. Bu yüzden kurgulanan Roman etnisitesi Çingenelerin aslında kendine özgü olan temel özelliklerini törpüleyecek onları sıradan bir etnik grup tanımlayacaktı.

Peki gerçekte neydi bu Çingeneler, işte asıl konuşmamız gereken "gizem" tam olarak bu sorunun yanıtıdır."

26 Eylül 2007 Çarşamba

BaŞKa DÜnYaLar mümKÜn..



Grubumuz kurucu üyelerinden K. Murat Güney ve Türkiye'nin tek bilimkurgu dergisi olarak bilimkurguyla çağdaş siyaset ve felsefe arasındaki ilişkiye yaptığı vurgu ile dikkat çeken Davetsiz misafir yazar ve çevirmenlerince hazırlanan "Başka Dünyalar Mümkün" varlık yayınlarından çıktı..
Bilimkurgu, ütopyalar ve siyaset üzerine dünyaca ünlü bilimkurgu yazarları ve edebiyat eleştirmenlerinin kaleme aldığı makaleleri bir araya getiren Başka Dünyalar Mümkün, Türkiye'de ve dünyada ilk defa Ursula Le Guin'den Philip K. Dick'e, H. G. Wells'ten Isaac Asimov'a, J.G. Ballard'dan Samuel Delany'e, Stanislaw Lem'den Frederic Jameson'a edebiyat ve felsefenin büyük ustalarını bilimkurgu teması etrafında bir araya getiren bir kitap..

26 Nisan 2007 Perşembe

Güngör GÜNDÜZ İLE "İlk Çağ'da ve Günümüzde Kaos Anlayışı" Üzerine Sohbet..


Tarih: 28 Nisan 2007 Cumartesi
Saat: 11.00
Mekan:Çatıaltı
Adres :Asmalı Mescit Mah. Şehbender Sok.Çiçek Han. No:5 Kat:6 Beyoğlu-Tünel
ÖTE İSTANBUL YÜRÜYÜŞÜ
"İstanbul Üniversitesi Tarihi'ne Bir Yürüyüş.."
Tarih: 29 Nisan 2007 Pazar
Saat: 11.00
Buluşma Noktası: Sultanahmet Dikilitaş Önü






Dikilitaş..





"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.."



Fener..








21 Mart 2007 Çarşamba


D U Y U R U

"Türkiye'de Güncel Sanatın Oluşum Sürecinde Ana İzlekler: Siyaset,Toplumsal Cinsiyet, Mekan, Göç "

Konuşmacı: Erden KOSOVA
Tarih: 28 Mart 2007, Çarşamba
Saat: 18:30
Mekan: Çatıaltı

Adres: Asmalı Mescit Mah. Şehbender Sok.
Çiçek Han No:5 Kat:6 Beyoğlu-Tünel




Temelleri seksenli yıllarda faal olan sanatçıların kavramsallaşmaya yönelik deneyleri ve kendi imkanlarıyla düzenledikleri sergiler tarafından atılan İstanbul güncel sanat ortamı, doksanlı yıllardan itibaren dikkat çekici bir gelişim gösterdi. Doksanlı yılların ortalarındaki gerilimli siyasal ortama tepki veren çalışmalar, farklı türdeki toplumsal sorunlar üzerinde yoğunlaştı. Şiddete ve toplumsal baskıya yolaçan kanalların eleştirisi, toplumsal cinsiyet ile bağlantılı hiyerarşik yapılanmalar, kamusal alanın kullanımını düzenleyen sınırlamalar özellikle işlenen konular arasında yer aldı.Son dönemde sanat alanında yaşanan kurumsallaşma eğilimi bambaşka bir ilişki ağı oluşturmuş durumda. Güncel sanattaki siyasallık ve toplumsal sorunlara olan ilgi bu ortamda yeni sorunlarla karşılaşmış durumda. Konuşma son on yıldaki gelişimleri görsel örneklerle birlikte analiz etmeyi amaçlıyor…

12 Şubat 2007 Pazartesi


Haluk BERKMEN ile "Kuvantum Felsefesi ve Güncel Yaşama Uygulanabilirliği" Üzerine Sohbet...
Tarih : 20 Şubat 2007 Salı
Saat : 18.30
Mekan:Çatıaltı
Adres :Asmalı Mescit Mah. Şehbender Sok.
Çiçek Han. No:5 Kat:6 Beyoğlu-Tünel

1 Şubat 2007 Perşembe

Bülent USTA ile Sohbet Ettik...
24 Ocak 2007 Çarşamba
Çatıaltı-Beyoğlu





Öte- İstanbul' un bu ay ki buluşmasında Bülent USTA ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik..







"Herkes bir parça daha uzaklaşıyor başkalarından. Gittikçe ne kadar kendimize gömülü yaşamlar kurduğumuzu görmek bile mümkün olmuyor, o kadar içindeyken kendimizin. Hep biz ve o küçük ya da büyük sihirli deneyimlerimiz, çıkarlarımız, endişelerimiz... "



"Yok bize yakın duran, çünkü hiç yaklaştık mı ki başkalarına? Ne kadar az kişi aşık bir baksak etrafımıza. Ne kadar az kişi umursuyor Irak'ta ki savaşı ya da mahallesinde aç yaşayan bir insanı. Biraz daha gömülüyoruz kendi hayatımıza. Başkalarının da olduğunu, başkalarının da bizim gibi acı çektiğini, kaygılandığını, sevebildiğini bir görebilsek..."





22 Ocak 2007 Pazartesi

Bülent USTA ile Sohbet..






"Kendimize gömülü hayatlar yaşıyoruz. Teknoloji de kolaylaştırdı bunu. Otur evine, bilgisayar, Internet, televizyon... Max Stirner'in bahsettiği bireycilik, kapitalizmin savunduğu bireycilikten farklı. Stirner'in bireyi umursar her şeyi, bu yüzden bireycidir. Kapitalizmin bireyi ise, bencilleşmiş bir bireydir. Önce kendi rahatı, sevinci, mutsuzluğu. Babana bile güvenmemeyi öğretir her kertede..."
Bülent USTA

Tarih : 24 Ocak 2007 Çarşamba
Saat : 19.00
Mekan:Çatıaltı
Adres :Asmalı Mescit Mah. Şehbender Sok.
Çiçek Han. No:5 Kat:6 Beyoğlu-Tünel

11 Ocak 2007 Perşembe

3K I. FELSEFE KAMPI


20-29 Ağustos 2005 tarihinde, Karaburun'un Ambarseki Köyünde, Tiyatro sanatçısı Şıh Ali Yalçıner tarafından restore edilen ve bugün bir "Tiyatro Atölyesi" olarak kullanılan Zeytinyağı Değirmeninin büyüleyici atmosferi içinde ilk buluşmamızı gerçekleştirdik




3K I. FELSEFE KAMPI PROGRAMI
20-29 Ağustos 2005
Ambarseki Köyü, Karaburun-İzmir

20 Ağustos Cumartesi
Buluşma ve mekana yerleşme

21 Ağustos Pazar
09.00-10.00 Kahvaltı
10.00-14.00 Atölye Çalışması I (Börklüce Mustafa Sonrası)
Kolaylaştırıcı: Osman Cavit İyigün
14.00-15.00 Öğle Yemeği
15.00-19.00 Günün Atölye Çalışması ile ilgili serbest çalışma

20.00-22.00 Akşam Yemeği
22.00-24.00 Dinleti

22 Ağustos Pazartesi
09.00-10.00 Kahvaltı
10.00-14.00 Atölye Çalışması II (Siborg Manifestosu)
Kolaylaştırıcı: Murat Güney
14.00-15.00 Öğle Yemeği
15.00-19.00 Günün Atölye Çalışması ile ilgili serbest çalışma
20.00-22.00 Akşam Yemeği
22.00-24.00 Misafir Konuşmacı ve günün etkinliği

23 Ağustos Salı
09.00-10.00 Kahvaltı
10.30-12.30 Düzensiz Sistemler Sempozyumuna (DSS)’na Katılım
13.30-14.30 Karaburun’da Öğle Yemeği
14.30-18.00 DSS’na katılım
19.00- DSS Kokteyline katılım

24 Ağustos Çarşamba
09.00-10.00 Kahvaltı
10.00-14.00 Atölye Çalışması III (Tiyatroda Postyapısalcılık)
Kolaylaştırıcı: Şıh Ali Yalçıner
14.00-15.00 Öğle Yemeği
15.00-19.00 Günün Atölye Çalışması ile ilgili serbest çalışma
20.00-22.00 Akşam Yemeği
22.00-24.00 Misafir Konuşmacı ve günün
etkinliği

25 Ağustos Perşembe
09.00-10.00 Kahvaltı
10.00-14.00 Atölye Çalışması IV (Sinemada Postyapısalcılık)
Kolaylaştırıcı: Filiz Altıntürk
14.00-15.00 Öğle Yemeği
15.00-19.00 Günün Atölye Çalışması ile ilgili serbest çalışma
20.00-22.00 Akşam Yemeği
22.00-24.00 Misafir Konuşmacı ve günün etkinliği

26 Ağustos Cuma
09.00-10.00 Kahvaltı
10.00-14.00 Atölye Çalışması V(Derrida ve Yapıbozum)
Kolaylaştırıcı: Gediz Akdeniz
14.00-15.00 Öğle Yemeği
15.00-19.00 Günün Atölye Çalışması ile ilgili serbest çalışma
20.00-22.00 Akşam Yemeği
22.00-24.00 Misafir Konuşmacı ve günün etkinliği

27 Ağustos Cumartesi
08.00-09.00 Kahvaltı
09.30-12.30 DDS’na katılım
13.30-14.30 Karaburunda Öğle Yemeği
14.30-16.30 DDS’na katılım
19.00-21.00 Aksam Yemeği
22.00-24.00 3K Tiyatro Atölyesi

28 Ağustos Pazar
08.00-09.00 Kahvaltı
09.30-13.00 DSS’na katılım
13.30-14.30 Karaburunda Öğle Yemeği
14.30-15.30 DSS’na katılım
20.00- DSS Kapanış Partisine Katılım

29 Ağustos Pazartesi
09.00-10.00 Kahvaltı
10.00-13.00 Kampın Değerlendirilmesi ve Gelecek Kampın Konuları Hakkında Öneriler ve Evli Evine...


İletişim
Fatma AYDOĞMUŞ
Tel:05355402128 ; e-posta: fatma_aydogmus@yahoo.com















Yarım kalmış yıkıntı bir zeytinyağı değirmeniyken mavi ve yeşilin arasında yeniden dirilişin çığlığı olan değirmenin büyüleyici atmosferi ilk buluşmamızı unutulmaz kıldı..














Kamp akşamları yapılan etkinliklerde sunulan, 3K Tiyatro atölyesinin düzenlediği müzik dinletileri ile keyif dolu dakikalar yaşadık..






4 Ocak 2007 Perşembe

ÖTE-İSTANBUL BULUŞMASI I







27-28 Mayıs 2006, Kıyıköy..













hem tartıştık..














hem de eğlendik








ÖTE İSTANBUL BULUŞMASI-I
27-28 Mayıs 2006
Kıyıköy-Kırklareli

27 Mayıs Cumartesi
10.00-12.00 Açılış Konuşması
“ Hegemonyanın Sınırında Öte İnsan ”
Murat Güney
(Bu başlık altında katılımcılar tarafından ırkçılık,cinsiyetçilik,terörizm konuları hakkında konuşmalar yapılacaktır.)

12.00-17.00 Öğle Yemeği ve Gezi
17.00-19.30 “ Cadı Avları ”
Yaşar Çabuklu
“ Büyünün Dışlanması”
Nurdan Türközü
20.00 Akşam Yemeği
28 Mayıs Pazar
10.00-12.30 “ Kenar Mahallelerin Dinamik Oluşumu”
K. Gediz Akdeniz
“ İstanbul’un Altı ”
(Bu başlık altında katılımcılar tarafından İstanbul altı insani yapılaşma
konuları hakkında konuşmalar yapılacaktır.)
13.00-17.00 Öğle Yemeği ve Çevre Gezisi
17.30 Kapanış Konuşmaları


İletişim
Fatma AYDOĞMUŞ
Tel:05355402128 ; e-posta: fatma_aydogmus@yahoo.com




Kısaca Öte-İstanbul..

2006 senesinde, felsefenin hayata uygulanabilen erdemler bütünü olduğu inancıyla bu konuda çalışmalar yapmak ve felesefe severleri biraraya getirmek amacıyla ote-istanbul grubunu oluşturduk.


Grubumuzun Kurucu Üyeleri



K. Gediz AKDENİZ
http://www.gedizakdeniz.com/






Yaşar ÇABUKLU
http://www.yasarcabuklu.blogspot.com/







Fatma AYDOĞMUŞ
fatma.aydogmus@gmail.com